BİLGİ KÖŞESİ

İş Güvenliği Kültürünün İş Kazalarının Önlenmesindeki Rolü

1.                GİRİŞ

 

Her işyerinde yapılan işin niteliğine bağlı olarak, sağlık ve güvenlik açısından tehlike ve riskler bulunmaktadır. ILO tarafından 2002 yılında hazırlanan "Güvenlik Kültürü Raporu"na göre, meslek hastalıklarının tümü ve iş kazalarının %98"i önlenebilir niteliktedir. Bu nedenle İSG alanında yapılan çalışmalarda amaç; çalışanların, işin yürütümü sırasında oluşabilecek risklerden korunması adına güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları oluşturulmasını sağlamaktır. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılan eğitim çalışmalarının amacı, çalışanların işten ötürü mevcut ve olası risklerden korunmaları konusunda çalışanları bilgilendirmektir. Aynı zamanda yapılan İSG eğitimleriyle, işçi ve işveren taraflarda güvenlik bilinci ve önleme kültürünün oluşması sağlanmakta çalışanın yaşama hakkı da korunmaktadır.

 

 

Güvenlik kültürünün gelişimi üzerine, mevzuat içerisinde son yıllarda gerçekleşen güncellemelerinde katkısıyla işyerlerinin gündeminde sıklıkla konuşulan bir kavram olmuştur. Konuya ilişkin ilgi Türkiyede 2013 yılında yayınlanan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bağlı çıkan yönetmeliklerin katkısıyla son yıllarda artmaya başlamıştır.

 

2.   İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN TÜRKİYE DE ve DİĞER ÜLKELERDEKİ UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri (ABD)de de üzerinde titizlikle durulan bir konudur. ABDde özellikle 1970de OSHA (Occupational Safety and Health Administration – (İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü) kurulması ile beraber işçilerin işyerinde güvenliklerinin korunması yasal zorunluluk haline gelmiştir. OSHA bunun sağlanması için çeşitli yönetmelikler yayınlamış ve bunların ihlali halinde işverenlere ağır cezalar dağıtılmasına dayalı bir sistem oturtmuştur. Neticede bu sistemin meyvelerini da kaza istatistiklerinde olan önemli düşüşle almıştır. (Örneğin BLS istatistiklerine göre son 10 yılda %30 oranında iş kazalarında düşüş gözlenmiştir) Bu bölümde, işçi sağlığı ve iş güvenliğini başarılı olarak uygulayan ülke ABD, büyüteç altına alınarak bu alanda yapılmış atılımlar incelenmektedir.

3.       İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN İŞYERLERİNDEKİ UYGULAMALARI

Çalışanların iş sağlığı ve güvenliğine karşı tutum ve davranışları yöneticilerinden, yönetim biçimlerinden, karın güvenlikten üstün görülmesinden, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yetkinliklerin yeterli olmamasından, iletişimden, eğitim ve uygulama yetersizliğinden, sorumlulukların paylaşım şeklinden kaynaklanabilmektedir. Bunu belirleyen ise, yönetiminden hiyerarşinin en sonunda yer alan çalışana kadar uzanan güvenlik kültürünün ele alınış şeklidir.   Çalışanların güvenlik kültürü yönetimin güvenlik konusundaki yaklaşımlarına göre şekillenmektedir.   Örgütte güvenliğe ilişkin inanç, değer ve davranışlar geliştikçe güvenlik kültürü olgunlaşacak; hasarlar ve kaybedilen zaman ile masraflar azalacaktır.

4.                GÜVENLİK KÜLTÜRÜ

Çalışma hayatında meydana gelen iş kazalarının %80nin çalışanların güvensiz hareketlerinden, davranışlarından kaynaklandığı ifade edilmektedir. Bu nedenle, iş kazalarının önlenmesi konusunda, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Bu gelişimin ne denli faydalı olacağını anlayabilmek için ise ‘güvenlik kültürü’ tanımının ne demek olduğunu bilen bireyler var olması gerekir.

a.       Kültür

Kroeber ve Kluckhohn (1952) tarafından yapılan tanıma göre Kültür; ’İnsan gruplarının özgün yapılarını ortaya koyan, yaratılan ve aktarılan sembollerle ifade edilen düşünce, duygu ve davranış biçimleridir. Kültürün temelini geleneksel görüşler ve özellikle onlara atfedilen değerler oluşturmaktadır.

Kültürel sistemler bir yandan davranışın ürünü, diğer yandan ise gelecekteki davranışın koşullayıcısıdır. (Bozkurt, 2005)

b.       Güvenlik

Güvenlik kavramı genel olarak ‘emniyet içinde olma duygusu olarak tanımlanabilir. Başka bir tanıma göre ise Güvenlik, “ mevcut ortamda kabul edilebilir düzey ve bu düzeyi korumak için zamansız ölüm, yaralanma veya endişe verici koşulların var olma olasılığını azaltma” anlamındadır.

Güvenlik, işletmelerde sadece tanım ile sınırlı kalmamalı bunu stratejik olarak uygulayabilmek için mutlaka bir kültür oluşturulmalıdır. Güvenlik bilgiye dayanır. İçe sindirilmiş ve yaşam biçimi haline getirilmiş bilgiye ise kültür denir. Her işletme kendi içinde küçük bir toplum olarak düşünülürse, bu toplumun da bir kültürü olacaktır.

c.                 Güvenlik Kültürü

1986 yılında Çernobilde meydana gelen nükleer kazadan sonra 1987 yılında OECD Nükleer Ajansı tarafından hazırlanan raporda (Cox ve Flin, 1998:190) hazırlanan raporlarda ilk kez bahsedilen güvenlik kültürü, iş kazalarının önlenmesinde üzerinde önemle durulan bir kavram olarak yer edinmiştir.

Bu konuda son 20–30 yıllık süreçte gerek teorik gerekse de uygulama düzeyinde birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen ortak sonuç, iş kazalarının önlenerek güvenli bir çalışma ortamının yaratılmasında güvenlik kültürü, diğer bir ifadeyle - pozitif bir güvenlik kültürü - nün anahtar bir kavram olduğudur.

HSE (1993) güvenlik kültürünü, bir organizasyonun sağlık ve güvenlik yeterliliği ve tarzı ile birey ve grup değerlerinin, tutumların, algıların, yetkinliklerin ve bağlılığı belirleyen davranış örüntülerinin bir ürünü olarak tanımlamaktadır (Fleming, 2005: 3; Wiegmann ve diğerleri, 2002: 7–8).

Güvenlik kültürü,

i.Grup veya daha üst seviyelerde, çalışanların hepsi tarafından paylaşılan değerleri ifade eden bir kavramdır.

ii.                  Bir örgütteki formel güvenlik sorunlarıyla da ilgilidir.

iii.                Bir organizasyondaki her seviyedeki çalışanın katılımı üzerinde durmaktadır.

iv.                Çalışanların işteki davranışını etkiler.

v.                  Ödül sistemleri ve güvenlik performansı arasındaki ilişkiyi de yansıtır.

vi.                Bir organizasyonda kazalardan ve hatalardan öğrenme ve gelişmeyle ilgili gönüllülüğü yansıtır.

vii.              Değişime karşı oldukça dayanıklı, sabit ve dirençlidir (Wiegmann ve diğerleri, 2002).

İnsanoğlunun bir takım yetenekleri sonradan kazanması, davranışlarından sıyrılması, yeni davranışlar elde etmesi güçtür. Sonradan yeni yetenekler geliştirmek ve ya alışkanlıklardan sıyrılmak için mücadeleye düşmek zordur. Güvenlik kültürünü sonradan hayatın bir parçası yapmak uğraş isteyen bir gerçektir. Bu sebeple kişiler alışkanlıklar edinmeden sisteme dahil edilmelidir. İş kazalarının önüne geçilmesi noktasında güvenlik kültürü iyileştirmeleriyle, bilinci ve algısı yüksek kaliteli bireyler yetiştirilmesi gerekmektedir.

5.                POZİTİF GÜVENLİK KÜLTÜRÜ KRİTERLERİ

Reiman ve Oedewald (2002) literatürde çalışmalardan elde edilen ‘pozitif güvenlik kültürünün kriterleri;

      İyi bir güvenlik kültürünün varlığı, güvenlik politikaları,

      Yönetimin güvenlik için görünür kararlılığı,

      Demokratik uygulamalar ve yetkinliği,

      Güvenlik yönelimli değerler, tutumlar ve bağlılık,

      Zorunluluk ve sorumlulukların açık tanımı,

      Güvenlik ve üretim arasındaki denge,

      Yetkin çalışanlar ve eğitim,

      Yüksek motivasyon ve iş tatmini,

      Yönetim ve çalışanlar arasında karşılıklı güven ve adil yaklaşım,

      Kalite, kural ve düzenlemelerin güncellenmesi,

      Düzenli ekipman bakımı,

      Gerekli olay (örneğin, atlatılan kaza) ve küçük bile olsa kazaların rapor edilmesi ve etkin yorumu,

      Farklı kurumsal seviyelerden ve görevlilerden sağlıklı bilgi akışı,

      Uygun tasarım,

      Yeterli kaynak ve sürekli iyileştirme,

      Gerektiğinde otorite ile olan iş ilişkileri ana başlıkları altında toplamıştır.

 

Güvenlik kültürü oluşturmak bir çok koldan çalışma gerektiren çok yönlü bir sistemdir ve bu sistemin ana lokomotifi olarak yönetim başa getirilebilir. Her alanda gözle görülür iyileştirmelerin oluşması çalışan odaklı çalışmalar ile sağlanabilir. Yönetimin davranış/çalışan odaklı gerçekleştireceği uygulamalar dizisi ve yöneticilerin bu çalışmalara tam destek vermesiyle çalışanlar üzerinde güvenli davranış bilincini oturtmak ve bu kültürü kişilere empoze etmek daha sistematik ve etkili sonuçlar doğuracaktır.

Tutum ve davranışlardaki değişim: İşyerinde güvenli davranışlar geliştirmek için, sözlü talimatlar, eğitim ve uyarı işaretleri gibi araç ve aktiviteler kullanılabilir.

Yönetimin taahhüdü: Yönetim pozitif güvenlik kültürünün sağlanmasında anahtar bir rol oynamaktadır. Burada yönetime düşen; güvenlik için kaynak ve zaman tahsisi, risk sorumluluğuna katılım, güvenlikle ilgili danışma kurulu toplantılarına katılım ve çeşitli tamamlayıcı tedbirler gibi sorumluluklardır.

Çalışanın ilgisi: Pozitif güvenlik kültürü için gerekli olan bir diğer unsur ise, güvenlikle ilgili uygulamalara çalışanların sahiplenmesi, ilgi göstermesi ve bu konuda sorumluluk almasıdır. Bunun sağlanması için ise, çalışanların eğitimi, makine izolasyonu, iş rotasyonları, işyerinde aşırı gürültü durumunda bunu bildirme, ses bariyerleri ve kulaklık takma gibi koruyucu aletleri kullanmasının sağlanmasına yönelik uygulamalar yapılabilir.

Promosyon stratejileri: Çalışanlar arasında güvenlik farkındalığı yaratmak için bazı promosyon stratejileri uygulanabilir.

a.                 Güvenlik misyonu, sloganlar, logolar

b.                Çeşitli materyal yayını (kütüphane, istatistikler, bültenler)

c.                 Medya araçları (posterler, e-mail, internet, sergiler)

Eğitim ve seminerler: Güvenlikle ilgili kısa bilgilendirici konuşmalar, grup toplantıları, personel sağlığı, hijyen, iş stresi, güvenliğe karşı sorumluluklar (kural ve talimatlara uyma, tehlike tespiti, risk değerlendirmesi, kaza incelemeleri ve iş güvenliği analizi) konularında çalışanların eğitilmesi bu kapsamda değerlendirilebilir.

Özel kampanyalar: Sağlık ve güvenlik haftası, acil sorumluluk, kaza raporlama ve inceleme, güvenlik ve çevre yönetim sistemleri gibi uygulamaları içerir.

Bir güvenlik kültürünün değiştirilmesi sürekli çaba ve ilgi gerektiren uzun dönemli bir stratejidir. Öncelikli olarak üst yönetimin samimi ve görünür bağlılık ve liderliği gerekmektedir. İşyerinde bütün seviyelerde, statü gözetmeksizin, sağlık ve güvenliği “sahiplik” duygusunun nüfuz etmesi gerekmektedir. Bu da, çalışanların katılımını, uygun eğitim ve iletişimi gerektirir. Çalışanların, gerçekçi ve ulaşılabilir amaçlar belirlemesi ve buna karşılık gelen bir güvenlik performansı ölçümüne sahip olması gereklidir. Kabul görmüş standartlara yönelik davranış tutarlılığı, çalışanları dinleme yeteneğiyle başarılabilir.

Ayrıca, çalışanlarda oluşacak olan güvenli davranışlar bir istihdam koşulu olmalıdır ve performans değerlendirmelerde göz önüne alınmalıdır. Bu yöntemle çalışanları ödüllendirip güvenli davranış sergilemeleri yönünde teşvik oluşturulacaktır.

Bütün kazalar ve ramak kala olaylar detaylı bir şekilde araştırılmalıdır. Böylelikle kazanın kök sebeplerine ulaşıp uygunsuzluğun tespiti ile çalışma alanı ve ya kişi üzerinde iyileştirmelerin yapılması sağlanacaktır. Yönetim, sağlık ve güvenlik sistemlerinin gözden geçirilmesi ve performans değerlendirme için uygun güncel bilgileri sağlamalıdır (Turner, 1991den aktaran Fung ve diğerleri, 2005: 505).

6.   GÜVENLİK KÜLTÜRÜNÜN İŞ KAZALARI ÜZERİNDE ETKİLERİ

İş kazaları, çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorun alanlarından biridir. Dünya genelinde her yıl ortalama 1,2 milyon insan iş kazaları nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. İş kazaları, Türkiyede de önemli bir sorun olarak varlığını devam ettirmekte ve farklı sektörlerde çalışan binlerce kişi her yıl hayatını kaybetmektedir.

İş kazalarının önlenmesi için, iş kazaları henüz ortaya çıkmadan önce tehlikenin kaynağında kontrol altına alınması, riskleri asgari düzeye indirecek şekilde çalışma sistemlerinin ergonomik tasarımı, kişisel koruyucu ekipman kullanımının sağlanması ve yaygınlaştırılması ve en önemlisi de örgüt yönetimi ve çalışanlar tarafından konunun sahiplenilmesi önem taşımaktadır(Dursun,2011:23)

Bu noktada, önlemenin ödemekten daha kolay olduğu gerçeğini dikkate almak, güvenlik kültürünü oluşturmak ve geliştirmek, iş güvenliği ile ilgili çalışmaları maddi bir külfet veya zaman ve faaliyet kaybı olarak gören düşünceyi yıkmak gerekmektedir




 

Tablo 1: 2002-2014 İSİG Meclisi Ölümlü İş Kazaları Verileri

 

İyi bir güvenlik kültürü; bütün çalışanların ilgisi, güvenlik personelinin rolü, iletişimde açıklık, güvenlik düzenlemelerine inanç, örgüt içinde güvenlik entegrasyonunu içermektedir.

Çalışanların eğitim seviyeleri de güvenlik kültürünün oluşmasında zorluklar yaratan noktalardan biridir. Kaza sıklık oranlarına baktığımızda sektörlere göre eğitim seviyesinin değişiklik gösterdiği ve kazaların daha yoğun yaşandığı sektörlerdeki eğitim seviyelerinin ise ters orantılı olarak artış gösterdiği gerçeği çıkıyor.(bkz.Tablo-2)




      Tablo 2: Sektörlere Göre Ölümlü İş Kazaları Verileri

 

 

Güvenlik kültürü, işletme kültürü, toplum kültürü ya da firma kültürü şeklinde adlandırılan bu değerler toplamı, çeşitli yönetim ve organizasyon kavram ve tekniklerinin uygulanma ve başarılı olma olanaklarını etkileyebilmektedir.

 

7. SONUÇ

İş kazalarının önlenmesi ve azaltılması, bugüne kadar birçok farklı araştırma konusu olarak incelenmiştir. İşletmenin performans ölçütlerinde en önemli değer insan gücüdür. Bu insan gücünün daha güvenli çalışma koşullarında daha verimli biçimde çalışmaları için motivasyonlarını sağlayacak en etkin yöntem işletme genelinde bir sistem anlayışı ile desteklenen güvenlik kültürü oluşturmaktır.

Güvenlik kültürünün işletme genelinde algılanmasının tek taraflı sağlanması mümkün değildir. Yönetim tarafından güvenlik kültürünün işletmeye bir değer olarak kazandırılması, hem yönetimin ve hem de işçilerin bağlılığına dayanmaktadır. Bir işletmede iş güvenliği yaratmak, iş güvenliğini destekleyen yönetim ekibi ve katılımcı olan çalışanlarca sağlanabilir. Ne olursa olsun tüm işletmelerde yönetim, iş güvenliği kültürünü yapılan işin bir parçası olarak görmeli ve çalışanlara bunu yansıtmalıdır.

 İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda devlet, işletmeler ve sendikalar kendi üzerlerine düşen görevleri yerine getirmede ne kadar istekli ve gayretli olsalar da bu çabalar işçiler tarafından benimsenmez ve desteklenmezse istenen sonuçlara ulaşılamazlar. Bu nedenle işçiler de kurallara uymalı, eğitim faaliyetlerinden olabildiğince yararlanmaya çalışmalı, yapılan eğitim çalışmalarının önce kendi yararına olduğunu düşünerek eğitim çalışmalarından olabildiğince yararlanmaya çalışmalıdırlar.

Firmalarda güdülen İSG politikalarında güvenlik kültürü oluşturmak birçok açıdan önem arz etmektedir. Önce ülke düzeyinde sonra her işletme düzeyinde etkin bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi oluşturulması için çalışmalar yapılmalıdır. İş güvenliği yönetim kültürü vizyonlarına ait gruplarına ilişkin yeni projelerin geliştirilmesi, uluslararası işbirliği ve çalışmalarla giderilmelidir.

Teknoloji ve sanayi alanındaki gelişmelere ile birlikte işçilerin çalıştığı kötü çalışma koşulları iş güvenliğini ve işçi sağlığını tehdit ettiği gibi toplum sağlığını da etkilemektedir. İşyerlerinin yoğun denetimlere tabi tutulması, eğitime verilen önemin artırılması, tıbbi kontrollerin yapılması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılabilmesi için gerekli yan bilim dallarından faydalanılması, iş yerlerinde ergonomik çalışma ortamları yaratılmasında fayda sağlayacaktır.

 

Top